Eskiden tanıdığınız biri yeni bir yere gittiğinde size oradan kartpostal atardı. Bu kartpostallarda en çok şehir panoramaları olurdu. Çünkü bir şehrin en cazibeli noktaları, geniş manzaralara sahip olan yerleridir. Kayaüstü Yaylası bu anlamda tam bir nokta atışı. Havanın açık olduğu bir güne denk gelirseniz, Samanlı Dağları’ndan İzmit körfezine uzanan bu sonsuz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Geçtiğimiz Pazar trekking parkurlarının da uğrak noktalarından biri olan bu yerdeydik. Ben daha önce gittiğim için Caner’e hep anlatıyordum bu yaylayı. Bir yandan tekrar görecek olmanın heyecanı, bir yandan acaba Caner de beğenecek mi sorusu ile günleri erittim. Pazar sabahı Yuvacık’ın merkezindeki bir kahvede kahvaltımızı yaptık. Bizim gibi birçok ekip yürüyüş öncesinde burada mola vermişti. Birbirimize iyi yürüyüşler dileyerek 9.20 de aracımıza bindik ve parkurun başlangıç noktasına doğru yola çıktık. Yarım saat içinde başlangıç noktasına ulaştık. Aytepe’den başlayıp sırasıyla Erciova ve İnönü yaylalarını geçerek Kayaüstü Yaylası’na, oradan da tekrar aracımıza ulaşacaktık.
İnönü Yaylası’na vardığımızda yolu yarılamıştık. Hemen ağaçların altında güzel bir yere serildik. Yanımızda getirdiğimiz yiyecekleri birbirimize ikram ederek keyifli bir sohbetle yemeklerimizi yedik. Şimdi sıra esas manzaraya ulaşmaktaydı.
İnönü Yaylası’nda güneşli olan hava yerini sisli ve yağmurlu bir havaya bırakmıştı. Pançolarımızı giymiş sık ormanların içine dalmıştık ama aklımızda sisin manzarayı görmemize engel olması ihtimali ile yürüyorduk.
Yaylaya vardığımızda terk edilmiş yayla evlerini gördük. Caner bu görüntüye çocukluğundan aşinaydı ve bundan mutluluk duyduğunu hissediyordum. Biz birkaç fotoğraf karesi yakalamakla meşgulken sis dağılmaya başladı. Keyfimiz yerine gelmişti.
Ekipten birkaç kişi seyir noktasına doğru ilerledi (rakım 1076 m). Biz de bir süre sonra yanlarına vardık. Fakat bir anda bastıran sisten önümüzü zor görüyorduk. Ekip rehberimizin ‘’Geldiğimde sis yoktu. Fotoğraf çekilip arkamı döndüğümdeyse gördüğüm tek şey burnumun ucuydu’’ demesi bizi epey güldürdü. Ama vazgeçmek yoktu inat edip sisin geçmesini beklemeye karar verdik.
Sonunda şans bizden yanaydı. 15 dakika gibi kısa bir süre sonra rüzgar yön değiştirdi ve manzaramız görünmeye başladı. Bir yandan sıra sıra dağlar ve eteklerindeki köyler bir yandan devasa bulutlar.
Çoktan yaylada kamp yapıp sabahında bu manzarada kahvaltı etmenin planlarını yapmaya başladık. Sis tekrar bastırmaya başladığında biz de toparlanıp aracımıza doğru yola koyulduk. Manzarayı görmüş olmanın heyecanıyla yürüyüşümüzü tamamladık. Aracımızın yanına vardığımızda 23,8 km lik bir yürüyüşü tamamladığımızı öğrendik.
Eve vardığımızda aramızda o kadar yolu nasıl kat ettiğimizi konuşup, ertesi sabah uyandığımızda hala daha ayaklarımızın ağrıyor olacağını düşündük. Uyandığımızda kendimizi dinç hissetmemiz bize bir kez daha doğanın yorucu ama yenileyici etkisini hatırlattı.
Siz de burada yayla evlerinin olduğu alanda kamp yapabilir ve sabahında şehrin manzarası eşliğinde kahvaltı edebilirsiniz. Aynı zamanda İzmit ve İstanbul’dan yapılan trekking turlarına katılıp bu güzel manzarayı seyredebilme fırsatına erişebilirsiniz. Kendiniz gitmek isterseniz bu ilk sefer için biraz zor olabilir bu yüzden bireysel şekilde gitmeden önce bir defada olsa bir rehber eşliğinde gitmenizi öneririm. Kayalık yapısıyla diğer yaylalardan ayrılan Kaya üstü gerçekten görülmeye değer bir güzellik.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.