19 yy. başında duyguların ve duygu ifadelerinin öğrenilmiş olduğu düşüncesi hâkimdi.
İlk çalışmalar 1969 yılında gelmeye başladı. Paul Ekman ve Arkadaşı Friesen uzun bir yolculuk sonrası Yeni Gine’ de ilk çalışmalarına başladılar.
Yeni Gine’nin özellikle seçilmesinin sebebi küreselleşen iletişim ağlarının etkisinden uzak ilkel kabileleri barındırmasıydı.
Evrensel olabileceklerine inandıkları yüz ifadelerini (Mutlu, Üzgün, Kızgın, Tiksinmiş, Korkmuş, Şaşırmış) zor da olsa yerli halka (çünkü onlar daha önce hiç fotoğraf görmemişlerdi) göstermiş ve ne anladıklarını tercümanlar eşliğinde dinlemişler. Sonrasında onlara çeşitli duygular yaşayan insanların hikâyelerini anlatıp bu insanların ne hissedebileceğini, yüzlerinin nasıl olacağını göstermelerini istemişler.
Sonuçlar o zamanki paradigmayı yerle bir edecek şekilde, tüm yüz ifadelerine % 90’dan daha fazla doğru yanıt ile neticelenmiş.
Bu resimleri kaptıkları gibi döndüklerinde de yerlilerin resimlerine Amerikalıların ne tepki vereceğini incelemek istemişler ve yine sonuçlar mükemmel bir şekilde örtüşmüş.
Daha sonraları birçok kanıt elde edilmiştir. Örneğin; doğuştan görme engelli bireylerin yüz ifadelerinin diğer insanlarınkinden farklı olmadığı, kültürel farklardan etkilenmediği farklı kültürlerde gözlenmiştir.
Peki, duyguları yüz ifadelerinden okumak neden bu kadar önemli?
İsterseniz insanlığın ilk oluşumundan itibaren dil öncesi dönemi, isterseniz doğumdan sonraki konuşmaya başlamadan önce anne ile kurulan ilişkiyi düşünün, yüz ifadelerinin konuşmadan önce geldiğini göreceksiniz.
İnsanoğlunun iletişim için kullandığı yöntemler içinde en az güvenilir olanı konuşmaktır.
Duygularımız sesimize yansısa da çoğu zaman içeriğine dâhil olmamaktadır.
Çoğu insana duyguları konuşmak zor gelir. Hatta bazılarına kendi duygularını tanımak bile zordur.
Ama yüzde oluşan duygu ifadelerini kontrol etmek öyle kolay olmaz, ne kadar saklamaya çalışsak da sızıntılara (Mikro ifadeler) engel olamayız. Bunları okumada bilinçli tarafımız değil ama zihinsel örüntülerimiz çok yeteneklidir.
Kesitsel fotoğraf resimleri okumak nispeten kolaydır. Tabii ki tüm yalancılar pinokyo değil, yüzleri onları kolayca ele vermeyecek. Akıp giden ifadeler için pratik yapılmalı ve mikro ifadeler öğrenilmelidir.
Ama bu yüzdeki duygu ifadesi parçaları, öğrenilerek saklanan ya da bastırılan duygular tanınabilir.
Nerede İşimize Yarar?
İnsan ilişkilerinin önemli olduğu tüm meslek gruplarında, tüm gün karşısındakinin yüzüne bakarak söyledikleri ile ifadeleri arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışan;psikiyatristler, psikologlar, hakimler, avukatlar ve ticaretle uğraşan insanların iş ilişkilerinde işe yarayacaktır.
Sizce bunlar hangi duygu ifadeleridir?(Resimler Ekman’ ın kullandığı ilkel-yerel halka ait.)
Cevaplar: Üst-sağ: İĞRENMİŞ, Üst-Sol: MUTLU, Alt-Sağ: ÜZGÜN, Alt-Sol: BASTIRILMAYA ÇALIŞILAN KIZGINLIK.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.