“Eğitimin gerçek tek amacı, insanı sürekli sorular sorar bir durumda tutmaktır.” (Bishop Creighton)
Eğitim – öğretim süresince akıllarda yer eden ve cevabını çoğu kez sorguladığımız bir soru vardır: “Eğitim bizden neler bekler?” Bu soruya çok farklı şekillerde yanıt verilebilir gibi duruyor: çok çalışmamızı, emek vermemizi, bilgi-enerji-zaman harcamamızı ve daha pek çok şeyi… Hemen burada ikinci bir soru daha karşımıza çıkıyor ki o da bizim eğitimden neler beklediğimizdir. Çünkü eğitimin bizden beklentileri artıp çeşitlendikçe, doğal olarak bizim de eğitimden beklentilerimiz artıp çeşitlenmektedir.
Son yıllarda, karşılıklı olarak değişen ve birbirini etkileyen beklentiler öğrenciler, veliler ve eğitimciler tarafından daha fazla dikkat çeker olmuştur. Şimdilerde eğitim sürecinden sadece bilgi, etkili bir öğrenme ortamı ve güven beklemiyoruz… Hem kişisel hem sosyal gelişim de bekliyoruz. Etkileşimde bulunduğumuz eğitsel ortam, okul, eğitimciler bizi geliştirmiyorsa, yeni ve farklı öğrenme fırsatları sunmuyorsa ilgi ve isteğimizi yitirebiliyoruz. Ya da tamamen pes etme kararı alabiliyoruz. Eğitimin yaşantımız üzerindeki grift yapısını düşündüğümüzde bu kararın; hayatımızı ve hayattaki başarılarımızı etkileyecek kritik bir karar olduğunu görmekteyiz.
Günlük hayatımızda ve iş hayatımızda, başladığımız işleri başarmadaki en temel etken süreçte her daim istekli olmak ve neticede tatmin olmaktır. Bu, eğitim süreci için de böyledir. Eğitim süreci, ne kadar yüksek düzeyde doyum imkanı sağlarsa o kadar başarılı ve sonrası için de bir o kadar istekli oluruz.
Elde ettiğimiz doyum neticesinde ortaya çıkan istekli olma durumu bizi bazen farklı düşünceler ortaya atmaya, yeni şeyler geliştirmeye ve özgün faaliyetlerde bulunmaya yöneltebilir. Bu faaliyetler, yaratıcılığı da beraberinde getirir. Yaratıcılık kelimesi – büyük bir mutlulukla belirtirim ki- ilkokuldan itibaren eğitim hayatına girmiş olan ve tüm süreci etkileyen önemli bir kavramdır. Yaratıcılığın bu derece değer kazandığı eğitim sürecinde eğitimciler için de, yaratıcı uygulamalara yer vererek bu sayede öğrenci katılımını artırmak oldukça önem kazanmaktadır.
Eğitim – öğretim sürecinin etkili bir şekilde başlatılması ve sürdürülmesinde dikkate alınması gereken bu beklentiler bireysel farklılıklara ve ihtiyaçlara göre çeşitlilik gösterebilir. Yukarıda bahsedilen durumlar ise bunlardan sadece birkaçıdır. Farkına varılması ve dikkat edilmesi gereken asıl önemli nokta, ortaya çıkan beklentilerin en iyi şekilde karşılanması ve karşılıklı olarak doyumun sağlanmasıdır.
