Herkes, muhabbetlerini dinlemeyi tercih ettiği iyi dostlarının olmasını isterler. İyi dostlar parayla alınmaz derler ama yanıldık. Parayla da alınabilir. Yazının devamında nasıl alınabilirliğini anlayacaksınız. He parayla aldığımız dostlar bize iyi bir şey katar mı, katmaz mı? O bize kalmış bir şey.
Arkadaş ve dost farklıdır.
ARKADAŞ, aynı sınıfta ders gördüğümüz ama muhabbet etmediğimiz kişiler sınıfına girebilir, ya da aynı iş yerinde olan sadece merhaba ve iş muhabbeti yaptığımız kişiler de olabilir. Ama dost öyle değildir. DOST, güvendiğimiz değer verdiğimiz ve muhabbetine doyamadığımız vs. kişilerdir. Ve biz kardeşlerimizi, akrabalarımızı seçemeyiz fakat dostlarımızı kendimiz seçeriz. Devamlı muhabbet edebileceğimiz beraber düşünebileceğimiz naif dostlar arama gayretindeyizdir aslında.
Dosta çekiliriz… Dost kötüyse kötülüğe, iyi ise iyiliğe çekiliriz.
İyi dostlar arayan ve o naif/düşünceli dostlara ulaşmak isteyen insanlar için zamanında çok güzel bir yol bulmuşlar. Seçilen bu yol öyle ANLAMLI bir yol ki, o kaliteli dostun uzaktaysa bile muhabbetine/düşüncelerine ulaşmaya imkan sağlarmış. Bu öyle SOSYAL bir yol ki, insan bu yolla dostundan öğrendiği faklı kelimelerle, kelime haznesini genişletmiş böylece diğer insanların konuşmalarını daha iyi anlayabilmiş. Bu öyle GÜZEL bir yol ki, dostunun tecrübesi onu dinleyen kişinin aydınlanmasına yol açmış. Bu öyle ANLAMLI bir yol ki, dostundan aldığı yeni bilgilerle o yuvarlak kutunun içinde sabit kalan beynimizin kaslarını geliştirmemize yardım etmiş, düşünsenize beyin kaslarını çalıştırmak için de alternatif bir yol!
Ne mi bu yol!
Evet Tabi ki kitap okumak..
Hepizimizin sevdiği/sevmediği yazarlar vardır. Bu yazdığım cümle, hepimizin sevip/sevmediği dostlar vardır ile de değişebilir. Bizim bam telimize dokunmuş olanlarla hep haşır neşir olmak isteriz. Bu, bam telimize dokunmuş olan bir şarkıyı hep dinlemek istemek gibi birşeydir. Muhabbetleri bizi bizden alır. Onların; içinde entrika, yaşam, aksiyon olan bir nevi nasihatlerini hikâyeleştirdikleri romanlarını okumayı bir vazife değil bir ZEVK biliriz. Böylece dar olan görüşümüzü genişletmeye ve başka bir beyin tarafından hayatı anlamaya, yeri gelir empati yapmaya olanak verir. En ÖNEMLİSİ de farklı insanlarında olduğunu ve onlarla yaşamayı öğrenmeye başlarız. Ve insanları anlarız.
“Muhabbet güzel şeydir doğrusu ama kitap okumak zor iştir” diyenlerimiz de var. Mesela çok kitap okumak, her ne kadar doğru kitap okuma pozisyonunda olsak da boyun ağrısına, göz ağrısına sebep olabilir. Sabit bir şekilde masada oturup boynumuz hafif önde olacak bir şekilde gözlerimizi küçük harfler üzerinde gezdirmek bazılarımıza gerçekten zor gelebilir. Veya kitap okumak için zaman bulamayabiliriz ya da zaman bulabildiğimiz yerde kitabımızı da bulamayabiliriz. Bu durum için de bir yol bulduk.
Ne mi?
Dostlarımızın dile geldiği SESLİ KİTAPlar..
Sesli kitabın amacı, gözleri görmeyen insanlarımız için harika bir çözüm yoludur. Ama okumanın yorduğu insanlar için de harika bir çözüm yolu olabilir. Yolda giderken, spor yaparken, kuyrukta beklerken öldürdüğümüz zamanın haddi hesabı yoktur. Bu arada spor yapmak elbette zaman kaybı değildir. Vücudumuza yararına ek olarak dostların muhabbetine katılmak için bulunmaz bir ek fırsat olabilir.
Bu gibi işler esnasında kulağımızda kulaklık ile çokta güzel sesli kitap dinleyebiliriz. Dinlediğimiz romanlar bir masal gibi, ya da dinlediğimiz tarihi kitaplar duyusal yeteneği gelişmiş insanlar için çok güzel bir aydınlama vesilesi olabilir.
Belki de okuduğumuz bu kitaplar bize bir yarar katmıyordur diye düşünüyorsunuz değil mi? Ya da romanların ben de hiç bir karşılığı yok diyorsunuz değil mi? Aslında yanılıyorsunuz ya da belki de okumayı sevmeyi bilmiyorsunuzdur. Belkide yararsız bulduğumuz bu şey için çareler aramıyorsunuzdur.
DÜŞÜNSENİZE her insan dedikodu yapmayı sever, Biliyoruz ki dedikodu demek ilgilendiğimiz bir konu hakkında YENİ BİR BİLGİ demektir. Tarihi, Ebedi, Bilgisel kitaplar bize bunları sunar. Hani karşımıza çıkan SORUNLAR neticesinde güvendiğimiz insanların bize akıl vermelerini talep ederiz ya, kişisel gelişim kitaplarında genellikle bunlara yanıt vardır. Her insan güzel bir tiyatro veya sinema izlemeyi sever e öyleyse bazılarımızın, romanlara karşı olan bu ‘sevmiyoruz romanları’ tutumu nedendir?
Şu sorgulamalara bir göz atalım,
Zamanında kitap yazmayı ve kitap okumayı bulanlar kimlerdi? Neden böyle bir şeye gerek duydular? Neden kitaplar var? Elbette iyi ki varlar!
Neden biz iyi dostlar ararız? Kitap okumayı sevmek nedir? Okumak sevilecek bir şey mi? Yoksa ekmek su gibi mecburi bir şey mi? Okumak hayvanları sevmek gibi bir şey mi? Öğrenmek bizi güçlendiriyor mu? Biz bilgiyi mi seviyoruz? Sevmezsek yapamaz mıyız? Her şeyin başı sevgiyi istemek mi? Yoksa her şeyin başı sevgi mi?
Kesinlikle katılıyorum en iyi dostumuz kitaplar. Her akşam yatmadan önce kitap okumadan geçmiyorum. Özellikle de Olasılıksız, Suç ve Ceza, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu adlı kitapları okunmasını tavsiye ederim. Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.