Everest Basecamp Rotası dünyanın en yüksek dağlarını (Everest dağı 8848m, Lhotse, Makalu, Ama Dablam, Nuptse), 5364 metredeki Khumbu Buz Çağlayanı’ndaki Everest Ana Kampını, dua çarkları ile çevrelenmiş tapınakları, köyleri ve donmuş nehirler, Şerpa’ları ve eşsiz manzaraları barındırmakta.
Everest Base Kampı
Sagarmatha Milli parkı içerisinde filmlere konu olmuş Everesti, canlı olarak görmek benim gibi dağcıların en büyük hayalidir. Bu hayali gerçekleştirmek adına 3 hafta sürecek bir plan yaparak Everest Base Kampına (5364 metre) ulaşmayı hedeflemiştim.
Genelde rehber ve şerpalar eşliğinde, gruplar halinde yapılan bu faaliyeti , sırt çantamı kendim taşıyarak kendi imkanlarımla , bireysel olarak gerçekleştirdim. Engelleri aşıp hedeflediğim zirveye ulaşıp, eşsiz manzaranın keyfini doyasıya yaşadım.
Everest – Lhotse – Makalu
Everest dağı haricinde yanında sigara tüttürür gibi duran Lhotse, basecamp rotası boyunca eşlik eden karizmatik dağ ama Dablamı keşfettim. Yürüyüş boyunca dünyanın en yüksek 5 dağından ilk üçünü Everest, Lhotse, Makalu görme şansım oldu. Bu manzara karşısında farklı duygular içinde kaldığım zamanlar oldu. Daha önce gördüğüm dağlardan ve görebileceğim herşeyden daha yükseklerdi.Everest dağı base camp yürüyüşünü özellikle benim gibi sırt çantasıyla birlikte taşıyanların kesinlikle hafife almaması gerekiyor . Her yaştan insanın yürüdüğü bu parkur 12-18 gün süren bir yürüyüşü içermekte.
Küçük yaşlarda çocukları, 70`li yaşlarda insanları bile görmek mümkün. Yüksek irtifa hastalığını ve belirtilerini kesinlikle hafife almamak gerekli.4000 ve 5400 metrelerde kendim yaşadım bu rahatsızlığı. Yürüyüşte tanıştığım 2 kişiyi helikopterle aşağı indirdiklerini ve rahatsızlananlara bizzat tanık oldum.Yürüyüş öncesi ilk olarak Kathmandu – Lukla uçak biletini, Turizm ofisinden Trekking için (TIMS) belgesini ve Sagarmatta Milli parkı için giriş biletini almak gerekiyor. Uçak bileti biraz pahalı olsa da tek yönü 6 günde yürünebilen ve yolu olmayan bu dağ köyüne en kısa zamanda gitmenin en iyi yolu bu şekilde.
Lukla Havaalanı
Lukla havaalanı dünyanın en tehlikeli havaalanlarından bir tanesi olarak kabul edilmekte.Bu güzergahta çalışan uçaklar minik 14 kişilik pervaneli cinsten. Uçak bazen havada öyle sallanıyor ki yanınızdaki kişinin elini tutup dua etmekten başka çareniz kalmıyor. En riskli kısım ise Lukla`ya iniş, daha önce kazalar pistin önünün bir anda bulutla kapanması ve uçağın pisti ıskalaması sonucu olmuş. Kaza oranının uçakların ve havalimanın modernize edilmesiyle çok düşmüş. Otobüsten kat kat güvenli diyebilirim.
12 Günlük Serüvenim
12 günde gidiş-dönüş yaklaşık 150 km dünyanın en güzel manzaraları eşliğinde yürüdüm. 2850 metrelerden 5550 metrelere kadar günde yaklaşık 7-8 saat inişli çıkışlı yürüyüş yaptım. Çantamı taşımak için Şerpamda , rehberimde yoktu. Kimi zaman yol boyunca tanıştığım kişilerle, kimi zamanda yalnız hareket ettim.Genel olarak sabah 6 da kalkıp, kahvaltı yapıp ve çantamı toparladıktan sonra saat 8 gibi yola koyulup , öğleden sonra 4 gibi bir sonraki kalacağım köye gidiyordum. Bu köylerde Lodge adını verdikleri evlerde konaklama, yeme içme gibi ihtiyaçlarımı karşılıyordum.Kaldığım bu yerlerde basit bir döşek yastık ve istediğin kadar battaniye veriyorlardı.
Basecamp rotası üzerinde bulunan köyler arasında araba yolu yoktu. Tüm taşıma işlemleri yürüyerek sırtta veya tibet öküzleri (yak) sırtında taşınıyordu. Kadın çocuk yaşlı demeden herkesin sırtında mutlaka bir şeyler oluyordu.Buranın insanı çoğunlukla serpalardan oluşuyor, tibetliler ile nepalliler arasında bir halk.
Serpalar tok gönüllüler ve son derece yardımseverler. İngilizce bilenler Guide olarak çalışmakta, Taşıyıcı Şerpalar ise Trekkingcilerin tüm eşyalarını ve uçakla luklaya gelen her türlü malzemeyi yukarı köylere taşıyorlardı.
Yolda tanıştığım birçok Şerpa oldu. Kimi 30 kg taşıyordu kimi daha fazlasını. 2500-5000mt yükseklikte bir iniş bir çıkışlı yolda yük taşımak hiç kolay değil.Yanlarında ne su vardı ne doğru düzgün kılık kıyafet, içim burkuluyordu çoğu zaman.
Beni en çok etkileyen bu yolda dağ başında okula giden mis gibi üniformalarıyla çocuklar oldu. Yokluk ve tüm imkansızlıklara rağmen güle oynaya , zar zor yürüdüğüm yollarda saatlerce yürüyerek okullarına gidiyorlardı. Bakışları ve davranışları ile kalpleri fethediyorlardı.Umarım tekrar bu güzel topraklara gelerek farklı rotalarda yürüme şansım olur.
Diğer arkadaşlarında bu tarz güzel serüvenlerine gezginler kategorisinden bakabilirsiniz.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.