“If you can dream it, you can do it.”
Daha önce belki kulağınıza çalınmıştır bu söz. Eğer hayal edebiliyorsanız, gerçekleştirebilirsiniz. Peki bu gerçekten böyle mi? Ya da bu hangi koşullar altında doğru ve geçerli? Doğru olan her şey geçerli midir? Gelin bu sorular altında hayal kurmayı inceleyelim.
Hayal kurmak tabii ki hayatımızın olmazsa olmazları arasındadır. İnsan hayal kurmadan, düşünmeden yaşayamaz. Bazılarımız daha kısıtlı, daha kısa zamanlı; bazılarımız ise daha uzun vadeli ve sıra dışı hayaller kurarız. Bunu yapmak yanlıştır demek çok mümkün değil bu aşamada ancak tutarlı olmalıyız. Diyeceksiniz ki hayal kuruyoruz bunda da mı kendimizi kontrol edeceğiz? Evet, hayal kurarken kendimizi mutlaka kontrol altında tutmalıyız.
Evimizde, bir deniz kenarında, yeşilliklerin içinde veya herhangi bir yerde dış dünyadan bir an olsun uzaklaşarak hayallere dalmak hepimize iyi gelmiştir. Bununla birlikte dış dünyanın yoğunluğu kısa süreliğine beynimizden giderek bir rahatlama yaşarız. Bu her insan için tavsiye edebileceğimiz hayatın önemli ve değerli anlarından biridir.
Peki, ya hayal kurmayı bir alışkanlık haline getirirsek ne olur?
Bununla ilgili konuşmadan önce size beynimizin çalışmasıyla ilgili birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Beynimiz, düşündüğümüz her şeyi hemen kabul etmeye ve içselleştirmeye eğilimlidir. Hemen bir örnekle açıklayalım. Bir gün evinizde oturuyorsunuz ve canınız inanılmaz şekilde sıcak çikolata istiyor. Beyninizde bir süredir bunu düşünüyorsunuz ve bir an önce içmenin hayallerini kuruyorsunuz. Tam da bu anda dışarıdan çok yoğun bir şekilde çikolata kokusu geliyor. Uzun soluklu olarak burnunuza gelen ve duyuşsal doyumu yaşadığınız bu koku sonucunda sıcak çikolata isteğiniz yavaş yavaş düşecektir ve içmeden kendinizi doymuş hissedeceksinizdir. İşte bu tam olarak beynimizin içselleştirme ve kabul etme çabasıdır. Uzun süre hayal kurmak bizi doyuma ulaştırır. Emin olun az önceki örnekte o koku gelmeseydi bile sadece hayal ederek kendimizi doyurmamız mümkündür.
Şimdi bu örneği biraz daha ciddi konulara yaklaştıralım. Lise son sınıftayız ve gelecek sene üniversite kazanıp kampüs ortamına katılacağız. Sürekli bunu hayal ettiğinizi düşünün, her gün kampüs hayatını ve üniversite ortamını aklınızdan geçiriyorsunuz. Saatlerce bunu hayal ediyorsunuz. İşte bu size başarısızlık olarak geri dönecektir. Fazla hayal kurmak sizin isteğinizdeki düşüşe neden olacaktır. Bir süre sonra beyniniz size üniversite hayatını yaşamış olduğunuz biçiminde sinyaller göndermeye başlayacaktır. Çok fazla hayal kurduğunuz için artık üniversite sizin için eskisi kadar cazip değildir. Bu da çalışma ve kazanma isteğinizi düşürerek sizi başarısızlığa itecektir. Hayallerinizi mutlaka kontrol edin.
Olaya bir başka yönden bakacak olursak da fazla hayal kurmak sizi bir süre sonra asosyal bir kişiliğe bürüyebilir. Hayal yalnız kurulur. Fazla hayal kurmak sizi insanlardan uzaklaştırır. Hayallerinizi bağımlılık haline getirmeyin. Bir süre sonra inanın arkadaşlarınız sizi aradığında ve gezmek için çağırdığında sırf eve gidip kahvenizi alıp hayal kurmak için hayır diyeceksiniz. Demeyin. Hayal kurmak için kendinizi dış dünyadan soyutlamayın.
Unutmayın, bilim yalan söylemez. Beynimiz bildiklerimizin çok dışında çalışır. Hayallerinizin peşinden gidin ancak hayal kurmak için başka aktivitelerinizi, görevlerinizi aksatmayın. Hayal kurmak bize iyi hissettirir ancak bunu olmazsa olmazınız haline getirmemenizi öneririm. Hayallerinizin gerçek olması dileğiyle, bir dahaki yazımızda görüşmek üzere.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.
Şahsen ben kendimi düşünüyorum da hayal kurarken boş şeyler değil de geleceğe yönelik mantıklı planlar yaptığımı keşfetmiştim.