Bir önceki yazımda ışık kirliliğinin ne olduğundan ve nasıl önlemler alınabileceğinden bahsetmiştim. Bu yazımda biraz da canlılar üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetmek istiyorum. Bu arada ışık kirliliğini azaltmak için önlem alalım derken tamamen eskiye dönüp karanlıkta kalalım ya da gaz lambası kullanalım demiyorum. Işığı olması gerektiği kadar ve daha dikkatli kullanalım diyorum, öncelikle bu ayrımı yapmakta fayda var.
İnsanlarda salgılanan ve hücreleri koruma, aynı zamanda biyolojik saatimizi ayarlama görevi olan melatonin hormonu geceleri salgılanan bir hormondur, ancak ışıklı ortamlarda fazla bulunan insanlarda bu hormonun ya hiç salgılanmadığı ya da çok az salgılandığı görülmüştür. Bu durumda kadınlarda meme kanseri, erkeklerde prostat kanseri riski artış göstermiştir. Bunların yanı sıra cilt kanseri, ciltte lekeler, göz bozuklukları, stres, biyolojik saatin bozulması karşı karşıya kaldığımız birkaç sorun içerisinde yer alıyor.
Yapılan araştırmalar ve gözlemler, çevredeki yapay aydınlatma, yani ışık kirliliği artıkça yaşam alanlarındaki canlıların da olumsuz etkilendiğini göstermektedir. Geceleri yıldızlardan faydalanarak yollarını bulan kuşlar, şehir ışıklarının cazibesine kapılıp yollarını kaybedebilmektedirler. Aynı zamanda kuşların üreme dönemlerini de olumsuz etkilemektedir. Bewick kuğusu popülasyonu erken yağlanıp Sibirya’ya yumurtlama koşulları oluşmadan dönmüş oluyor. Uzayan bir gün, daha uzun süre beslenme anlamına geldiği için, bundan göç zamanları ve yumurtlama dönemleri de etkileniyor.
Denizkaplumbağalarının da ışık kirliliğinden olumsuz etkilendikleri bilinen bir gerçektir. Sahilde yumurtalarından çıkan minik kaplumbağalar, geceleri kara ile deniz arasındaki aydınlık farkından faydalanarak, denize ulaşmaktadır. Ancak şehir ya da yakın yerleşim yerleri daha aydınlık olduğu için deniz kaplumbağaları, deniz yerine yerleşim yerine yönelmekte ve hayatlarını kaybetmektedir. Bir örnek vermek gerekirse;
TARÇIN – Caretta caretta
“Mersin Bozyazı’da Tarçın 120 yumurta bıraktı. (yavrulama dönemi 44-60 gün). Bu olay civarda oturanlar arasında duyulmuş ve yuva herkes tarafından koruma altına alınmıştı. 46 gün sonra yavruların birer ikişer yuvalarından çıktığını ancak deniz yerine yakındaki barın ışıklarına yöneldiklerini gördük“. (Ali Cemal Gücü, National Geographic, Kasım 2002)
Mercanlar, üzerlerine düşen aşırı ışık yüzünden, kendilerine renklerini veren mikroskobik bitkileri reddetmekte, beyazlaşmakta ve strese girmektedirler.
Fazla ışık özellikle alabalıklarda yumurtlama dönemini değiştirmekte ve yumurta kalitesini bozmaktadır.
Gece beslenen memeliler-,çöl kemirgenleri, porsuklar, keseli sıçanlar, beslenme konusunda olumsuzluklar yaşamaktadır.
Fazla ışık olan yerlerde yetişen bitkiler; morfolojik (bitki sapında kalınlaşma, internod (boğum arası) kısalması, dallanmada artış, kütikula ve hücre çeperinde kalınlaşma, köklerde uzama vb.) ve fizyolojik (klorofil miktarında azalma, respirasyon (solunum) artışı, transpirasyon artışı, tuz oranı ve osmotik basınçta artış, erken çiçeklenme vb.) özelliklerinde değişiklikler gösterirler. (Demircioğlu ve Yılmaz, 2005)
İran’da yapılan bir araştırmaya göre, doğal olarak yaprak döken ağaçlar sonbaharın başlangıcıyla yapraklarının renklerini değiştirerek kışın yapraklarını dökmeye hazırlamaktadır. Ancak yapay ışıkların etkisiyle bu ağaçlarda ritim bozukluğu gözlenmiştir. Bu ışıkların etkisiyle ağaçların yapraklarını dökme zamanı uzamış ve kışın yağan kar taneleri özellikle geniş yapraklı ağaçların dallarının kırılmasına sebep olmuştur. (Mirza Khalil, 2011)
Maalesef çoğu
insanın bilmediği, bilse bile fazla önemsemediği bu ışık kirliliğinin daha birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Demem o ki, lütfen bu kirliliği göz ardı etmeyelim ve unutmayalım ki şimdilik yaşayabildiğimiz başka bir gezegen yok. Ekosistemi bozmamak için herkesin üzerine düşeni yapması temennisiyle.
Kalın sağlıcakla…
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.
Işık her ne kadar hayatımızda çok önemli olsa da fark etmeden bir çok canlı üzerinde olumsuz etki de oluşturabiliyor. Günümüzde teknolojinin çok yaygın olduğunu düşünürsek, televizyon telefon bilgisayar ve bunların yaydığı ışık kirliliği dünyamıza ciddi zarar veriyor.