Wolfgang Amadeus Mozart 27 Ocak 1756 yılında Avusturya’nın Salzburg şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası Leopold Mozart o zamanlarda iyi ve tanınan bir viyolonistti babası sayesinde müziğe küçük yaştan beri aşinaydı. Küçük Mozart, dört yaşındayken klavsen çalıp ilk müzik eğitimini babasından almaya başlamıştı. Dersler ona en başta zor gelse de kısa zamanda güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarmıştı.
10 yaşındayken Salzburg’da öğrenim gördü. J.J. Fux, Michael Haydn ve bunlar gibi sanatçılar kendisine idol aldığı kişilerdi. MÜZİĞİN DEHASI MOZART İlk operası 12 yaşındayken Viyana’da sahnelenmişti. Küçük yaşta piyanonun tuşların rastgele basarak tüm notaları gözleri bağlı halde bile tanımlaması Mozart’ın dehasının kanıtıydı.
Mozart, bir süre kaldığı İtalya’da opera üslubunu inceledi. Birçok opera, sanat ve senfoniyi tamamladığında henüz 19 yaşındaydı ancak hala sürekli bir görev edinememişti. Sonraki yıllarda da Avrupa’da ki seyahatleri de ona bu konuda yardımcı olamamıştı.
1773 yılında Viyana’da İmparatorluk Sarayı’nda bir görevin peşindeydi. O günlerde varlıksız müzisyenlerin para kazanmasının tek yolu buydu. Mozart sarayda bir yer edinemedi ama en azından kendinden 24 yaş büyük olan Haydn ile bağları güçlendi. Bu yakınlık iki bestekarın da yaşamlarını olumlu şekilde etkilemişti.
Mozart, formun ve rasyonalizmin duygudan önce geldiği klasik geleneğe kesinlikle uyar. Ne var ki klarnet konçertosu duygusal, etkileyici ve dokunaklı müziğin de ustası olduğunun kanıtıdır. Müziklerindeki biçimsel zarafeti çevresindeki toplumun çoğunun sefaletine zıt olarak yazılmıştır. Melodilerin büyüleyiciliği eselerini günümüze kadar taşımıştır. Dramatik eserleri arasında operaları 1. sıradadır. Senfonileri daha önce duyulmamış, duygu yoğunluğu yüklenmiş ve süslenmiştir.
Mozart’ın yaşamının son yılları borçlar ve düş kırıklıkları içinde geçmişti ama bu sürede bile çok fazla eser verebilmişti. ‘’ Büyük eserler bir limuzinin konforunda yaratılamaz’’ deyişini doğrulayan bir yaşamı vardı. O bu konfora 35 yıllık yaşamı boyunca hiçbir zaman sahip olamamıştı.
Mozart genelde cana yakın bir insan olarak bilinirdi ve yaşadığı tüm zorluklara rağmen hayatını, müziğe yansıtacak kadar sevmişti. Son yıllarda duyduğu sıkıntılarla, huzursuzlukları da müziğine yansımıştır. Para sıkıntısına kızının ölümü de eklenince bestecinin yaşadığı karamsarlık sol minör senfoniye yansıtmıştır.
Mozart yaşamının son dönemlerinde en büyük yapıtlarını vermiştir. Yaşadığı dönemde şöhrete kavuşmuştur fakat 19. yüzyıla kadar gerçek büyüklüğünün tam olarak farkına varılamamıştır. Onun ulaştığı başarı zirvesine ulaşmak son derece zordur. Dans da dahil neredeyse her müzik formunda mükemmeliyeti yakalamıştır. Maddi durumunun hiç düzelmeyişi bir yana ölümüyle birlikte ailesine yüklü miktarda borç bırakmıştır. Öylesine yoksuldu ki fakirler için yapılan bir cenazeyle toprağa verilmişti ama o kendi bestelerinde olduğu kadar arkalarından gelen Beethoven, Çaykovski gibi daha birçok bestekarların eserlerinde çoktan ölümsüzlüğe kavuşmuştur
Viyana’da 35 yaşında ölen Mozart, erken yaşta ölmesine rağmen gelmiş geçmiş en iyi ve en büyük besteci olarak kabul edilirdi. Yayınlamadıklarının yanında, 600’den fazla yayınladığı beste vardır. 35 yıllık ömrü içinde 20 opera, 52 senfoni, 70’den fazla arya ve şarkı, 50’den fazla konçerto olmak üzere 600’ü aşkın eserleri vardır. Ortalama her 2 hafta da bir yeni bir beste yazmıştır. Neredeyse her enstrüman için konçertolar ve düzinelerce senfonisi vardır.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.