Perşembe, Mart 27, 2025

Rodos Heykeli

Antik dünya eserleri deyince akla dünyanın yedi harikası geliyor. Dünyanın yedi harikasından günümüze en yakın tarihli olanı ise Rodos Heykeli olarak karşımıza çıkıyor. Bu heykel, Helenistik dönemin en büyük heykeli olarak biliniyor. Dünyanın yedi harikasından biri olan heykel, istilacılara karşı kazanılan zaferin bir teşekkürü olarak tanrılara yapılmıştır.

Heykelin bir deprem ile yıkıldığı biliniyor. Yıkılmadan önce 60 yıla yakın bir süre sapasağlam olarak durduğu bilinir. Heykelin çarpıcı bir özelliği ise şu an Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Özgürlük anıtına benzemesidir. Heykelin nerede bulunduğu, yıkıldıktan sonra eserin parçalarına ne olduğu hala tartışma konusu olarak gizemini koruyor.

Rodos

Rodos Heykeli hakkında bilgi verip heykelin bulunduğu ada hakkında bilgi vermemek olmazdı. Rodos Heykeli, Rodos adasında bulunuyordu. Rodos adası, antik çağ diye adlandırılan dönemde de Ege ve Akdeniz’in kesiştiği bir yer konumundaydı.

Bu konumunun da etkisiyle antik çağda ekonomi merkezi halindeydi. Rodos adası ile aynı isimdeki Rodos başkenti, milattan önce 408 yılında inşa edilmiştir. Rodos adasının büyük bir avantajı da kuzey kıyılarının doğal bir liman olmasıydı.

Rodos adası, sırasıyla şu kişiler tarafından ele geçirilmiştir;

  • Milattan önce 357 yılında Halikarnaslı Mausolos tarafından
  • Milattan önce 340 yılında Persler tarafından
  • Milattan önce 332 yılında Büyük İskender tarafından

Görüldüğü gibi Rodos adası döneminde de büyük krallar tarafından ele geçirilmek için uğraşılmıştır.

Rodos Heykeli Tarihçesi
Rodos Heykeli Tarihçesi

Rodos Heykeli Hakkında İnşa Hikayesi

Milattan önce dördüncü yüzyılda Rodoslular, Mısır kralı Ptolemaios (1) ile ortak düşmanları olan Makedon ‘Tek gözlü’ Antigonos (1)’a karşı ittifak olmuşlardır. Bu ittifaktan rahatsız olan Antigonos (1), Rodoslulara ceza vermek ister.

Ceza olarak da milattan önce 305 yılında oğlu Demetrius’u Rodos’u işgal etmesi için görevlendirir. Antigonos (1)’un oğlu Demetrius’un adaya 40 bin kadar silahlı güç ile saldırdığı biliniyor. Bu saldırı bir yıl kadar sürecek savaşın başlangıcı olmuştur. Milattan önce 304 yılında Rodosluların ittifak kurduğu Mısır kralı Ptolemaios (1) tarafından gönderilen destek güç adaya ulaşınca, Antigonos güçlerini adadan çekmiştir.

Çekilen güçler ağır yükleri adada bırakarak çekilmiştir. Rodoslular, zaferin kutlaması olarak arkada kalan ağır yükleri satıp parasıyla güneş tanrıları Helios için kocaman Rodos Heykeli olarak bilinen heykeli inşa etmişlerdir. Gezginler için çok gidilesi bir yerdir.

Heykelin Mimarisi

Heykelin inşasından birkaç yüzyıl sonra yaşayan Yunan tarihçi Büyük Plinus’un anlatımına göre Rodos Heykeli, 12 yıl boyunca humalı bir çalışmanın ardından tamamlanmış yani yıl olarak milattan önce 280 yılında bitirilmiştir. Heykelin mimarının Lindloslu Charles olduğu biliniyor. Lindloslu Charles’ten o zamana kadar inşa edilmiş en büyük heykelin yaklaşık iki katı kadar büyüklükte bir heykel inşa etmeleri istenmiştir. Heykelin kaidesinin beyaz mermerden yapıldığı biliniyor. Heykel, plaklar ile güçlendire güçlendire yavaş yavaş yükseltilmiş ve tamamlanmıştır. Heykelin bir elinde meşale tarzı bir cisim tuttuğu düşünülüyor.

Bu meşalenin geceleri yakılarak bir deniz feneri görevi gördüğü düşünülmektedir. Günümüze ulaşan kaynaklara göre heykelin yapımında 15 ton bronz ve 9 ton demir kullanılmıştır. Heykelin iskelesi olarak kullanılan merdivenin kaçan düşman güçlerinin bıraktığı 9 katlı kule merdivenin olduğu biliniyor. Heykelin metal kısımları da düşmanın kaçarken bıraktığı silahlar eritilerek elde edilmiştir.

Heykelin Yıkılışı

Heykel milattan önce 226 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonrası şehrin büyük bir çoğunluğu gibi hasar almıştır. Hasar alması ne yazık ki dizlerinden kırılarak çökmesine ve parçalanmasına neden olmuştur.

Mısır’daki Hayırseverliği ile bilinen Ptolemaios (3) tarafından heykel restore edilmek istenmiş fakat Rodoslular tarafından kabul edilmemiştir. Kabul edilmemesinin nedeninin ise tanrı Helios’un heykelden rahatsız olarak büyük bir deprem oluşturduğu ve heykelin bu şekilde yıkıldığına inanmalarıdır. Heykelin yıkılmış durumda bile binlerce kişi tarafından hayranlıkla izlenildiği biliniyor.

Heykelin yıkık vaziyeti için büyük Yunan tarihçi Plinus’un anlatımına göre insanlar kalıntıları hayranlıkla izliyor ve birden fazla insan heykelin başparmağını kavrayamıyordu. Heykelin bir parmağının birçok heykelden daha büyük olduğunu söylüyor. Rodos Heykeli, 900 yıl boyunca kalıntıları ile hiç karışılmadan öylece durmuştur.

654 yılında Arapların adayı istila etmesi ile heykelin kalıntılarının eritilerek başka yerlerde kullanılmak amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. Söylentilerden biri de kalıntıların Suriyeli bir eskici tarafından 1000 deveye yüklenerek götürülmüş olduğu şeklindedir.

Bu yazıyı da okumanızı tavsiye ederiz: Dünyanın Yedi Harikası
Rodos Heykeli Nerede?
Rodos Heykeli Nerede?

Günümüzde Heykel

Günümüze kadar böyle bir teknoloji gerektiren heykelin o dönemde yapılmış olacağına inanmayanların sayısı fazlacadır. Yeni çalışmalar şu an bir kale bulunan yerde heykelin kaidesine ait buluntular olduğunu göstermiştir.

Rodos heykeli şu an düşünülünce bile hayranlığa yol açılacak bir eser olduğu aşikardır. Heykelin boyutu, estetiği, güzelliği ile dillere destan olduğu bilinen bir gerçektir. Bazı sanatçılar heykelin liman girişinde bacaklarını açarak kapı vazifesi gördüğünü hayal ederek çizimler yapmışlardır. Bu çizimler doğru bilinen yanlış bir düşüncenin oluşmasına sebep olmuştur.

Heykelin şu an Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Özgürlük anıtı ile çok benzediği düşünülüyor. Her iki heykelde özgürlüğü temsil etmek için yapılmıştır. Tabi arada 2000 yıllık bir fark bulunuyor. 2000 yıl önce günümüzde inşa edilen bir eser ile aynı özelliklerde bir eser inşa edilmesi hala hayret edilen bir konudur.

Yeni Rodos Heykeli

2015 yılında Rodos Heykelinin tekrar inşa edilme düşüncesi ortaya atılmıştır. Bu düşünceye göre heykel 150 metre olacak ve aynı dış görünüşe sahip olacak ama içi bir çok farklı mekanı içinde bulunduran bir mekan olarak düşünülmüştür. İç mekanın içinde müze, sergi salonu tarzı yerlerin olması planlanmıştır.

Bu düşüncenin pek destek bulmamasının nedenleri şu şekildedir;

  • Helenistik döneme saygısızlık etmek istenmemesi
  • Yapılacak yeni heykelin eskisini yeterince temsil edememe kaygısı
  • Heykelin dünyanın yedi harikasından biri olarak eski hayranlık uyandıran hikayesi ile kalması

Bu proje turizm ve istihdam açısından iyi gibi görünse de antik çağa ait eserin o dönemde kalması gerektiği düşüncesi hakim olduğundan proje rafa kaldırılmıştır.

Fırat Acar
Fırat Acar
Kendini sürekli geliştiren, her yanlışta ders çıkaran, makale yazmayı, satranç oynamayı, boks yapmayı, kitap okumayı, film izlemeyi seven blogger.

Alakalı İçerikler

CEVAP VER
Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son İçerikler