İnsan doğada tek başına yaşayamaz. Diğerleri ile sürekli ilişki içindedir. Bu ilişkilerde bazılarımız güvenli bir tutum sergilerken bazılarımız kaygılı bir tutum sergileyebilmekte. Peki, ilişkilerde sergilediğimiz farklı tutumlar kaynağını nereden buluyor? İlk bağlanma figürü (anne, baba,birincil bakıcı vs.) ile gerçekleştirdiğimiz ilişki bizim diğer insanlarla olan ilişkimizi nasıl etkiliyor? Bu soruların ışığında bağlanma stillerinin romantik ilişkilere etkisinden söz etmek istiyorum.
Peki Bağlanma Nedir? Bağlanmanın Stilleri Nedir?
Bebeklerin hayatta kalabilmesi için doğumdan koruma sağlayan ve bakım veren birinin varlığına ihtiyaç vardır. Bağlanma teorisi, annelerin ya da birincil bakıcıların ilk 1-2 yıl içinde çocukları ile kurdukları bağın niteliğinin ömür boyu psikolojik, zihinsel ve sosyo-duygusal yönden etkilediğini varsayar. Teoride bağlanma kişileri tüm yaşamları boyunca kendileri ve çevreleri ile kurdukları ilişkilerin alt yapısını oluşturur. Bu ilk temel ilişkide ortaya çıkan yetersizlikler bağlanmayı olumsuz yönde etkiler.
Bağlanma teorisyenlerinden Bowlby bağlanma stillerini şu şekilde ele almıştır.
- Güvenli bağlanma: Hem benliğin hem de diğerlerinin olumlu algılanmasıyla ortaya çı Bu stile sahip bireyler kendilerini sevilmeye değer görürken, diğerlerinin de sevilebilir, güvenilir ve tutarlı olduğu algısına sahiptirler.
- Saplantılı bağlanma: Bu kişiler kendilerinin olumsuz algılarken, diğerlerini olumlu algı Kendilerini değersiz algılayarak başkalarını idealize eder. İlişkiler konusunda ise saplantılı tutumları vardır.
- Kayıtsız bağlanma: Kendilik modelleri olumlu ancak başkalarını olumsuz algılarlar. Yakınlığa karşı çok fazla tepki vermezler hatta yakınlık ihtiyacını
- Korkulu bağlanma: Bu bireyler hem kendilerini, hem de diğerlerini olumsuz algı Kendilerinin değersiz, başkalarının da reddedici ve güvenilmez olduğunu düşünürler. Reddedilme korkusuyla yakın ilişki kurmaktan kaçınırlar.
Bağlanma Stilleri ve Romantik İlişkiler
Bağlanma kuramcıları yetişkinlikteki bağlanmanın bebeklik ve çocukluk dönemindeki bağlanmayla önemli ölçüde benzeştiğini savunurlar. Yapılan çalışmalar, çocukluk döneminde aileyle sıcak ve sevgi dolu bir ilişkiye sahip olmanın, güvenli bağlanmanın en önemli belirleyicisi olduğunu göstermiştir.
Güvenli bağlanan bireylerin yakın ilişki kurarken güçlük çekmediği ve ilişkilerinde uyumlu olduğu görülmüştür. Güvenli bağlananlar romantik ilişkilerinde daha mutlu, kendine güvenli ve eşin hatalarına karşı destekleyici bir tutum sergilemektedir.
Saplantılı bağlanan bireyler ise kendilik değerlerinin daha düşük olduğuna inanırlar o nedenle hem reddedilmekten hem de yakın bir ilişkide karşı tarafın terk etmesinden korkarlar.
Kayıtsız bağlanan bireyler ise yakın ilişki kurmaktan uzak durmakta ve eşlerine soğuk ve uzak davranmaktadırlar. Ayrıca bu kişiler ilişkilerdeki sorunlarını çalışma hayatında telafi etmeye çalışan aşırı iş tutkunu kişilerde olabilir.
Kaygılı bağlanan bireyler ise aile ilişkilerini hem sıcak hem de uzak boyutları olan tutarsız bir ilişki olarak tanımlamışlardır. Bağlanma stili kaygılı olan yetişkinlerin eşleri tarafından terk edilmekten korktukları ve ilişkide sadece eşlerini idealize ettikleri gözlenmiştir.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.