Şema Terapi ve Şema Kimyası Nedir? Şema terapide ilk adım olarak bireyi ayrıntılı bir şekilde tanımaya ve anlamaya çalışılır; bireye şemalar hakkında bilgilendirmeler yapılır. Ardından bireyin şemaları incelenir. Şemalar, temel duygusal ihtiyaçların (güvenlik, otonomi, duygu ve ihtiyaçların ifadesinde özgürlük, doğallık ve gerçekçi sınırlar ve öz denetim) çocukluk süresince karşılanamaması sonucunda gelişmekte ve bireyin bu ihtiyaçlarını yetişkinlik döneminde de karşılamasına engel olabilmektedir (Young, Klosko ve Weishaar, 2013).
Örneğin, güvenli bağlanma ihtiyacı karşılanmamış bir çocuk, yetişkin yaşamında da güvenli ilişkiler kuramamakta ve bu ihtiyacını giderememektedir (Bricker ve Young, 2012). Şema terapinin amacı danışanların bu temel ihtiyaçlarını yok saymaları yerine uygun yollarla karşılayabilmesine yardımcı olmaktır (Young, Klosko, Weishaar, 2013). Şemalar, bilişsel çarpıtmalar ve kendi kendini engelleyen davranış yapıları aracılığıyla varlığını korumaktadır. Bilişsel çarpıtmalar, olumsuz tahmin, beklenti ve yorumlamalardan oluşmaktadır.
Şemaların etkisiyle birey, şemayla çelişen durumları küçümsemekte veya inkâr etmekteyken; şemayı onaylayan durumları öne çıkartmakta ve abartılı bir şekilde algılamaktadır. Aynı şekilde sağlıklı olmayan davranışlar da şemanın varlığını pekiştirmektedir. Mesela, yetişkinlik hayatında istismar edici ilişkiler içinde olan bir kişinin bu durumunun kökenin güvensizlik şeması ve çocukluğundaki uğramış olduğu istismarın etkisi bulunabilmektedir. Birey böyle kişilerle ilişki kurarak adeta güvensizlik şemasına ilişkin hipotezine kanıtlar aramakta ve hipotezini doğrulamaktadır (Rafaeli, Bernstein ve Young, 2013).
Yaşantılara bağlı olarak, sinir hücreleri arasında bağlantılar oluşmakta ve bu yaşantılar beynin nöral yapısında izler bırakmaktadır. Daha sık ve yoğun kullanılan nöronlar arası bağlantılar sağlamlaşırken; daha az kullanılan nöronlar ve bağlantılar ise zayıflamaktadır. Daha sık yaşanan deneyimler sonucu güçlenen nöronlar ve bağlantılar belli bir düşünme şekline, hisse, beden duyumuna ve davranış eğilimine neden olur ve bu durum erken dönem uyum bozucu şemaların kökenini oluşturur (Roediger, 2015).
Şema kimyası, işlevsiz ve olumsuz da olsa bireye bilindik geldiği için bireyin şemalarını sürdürme eğiliminden kaynaklı olarak şemalarını tetikleyen ve besleyen kişilere cinsel çekim ve duygusal yakınlık hissetmesine yol açabilir. Mesela terk edilme şeması olan bir kişinin güven konusunda tutarlılık göstermeyen bir partner seçmesi veya duygusal yoksunluk şeması olan bir başka kişinin uzak duran soğuk bir partner tercih ederek bilinçdışı süreçte kendine hiçbir zaman anlaşılamayacağını, sevgi alamayacağını, içindeki yalnızlığın giderilemeyeceğine ilişkin inançlarını doğrulamaya çalışması şema kimyasına birer örnektir.
Başarısızlık şeması olan bir kişinin bu şemayı sürekli canlı tutan eleştirel, yargılayıcı bir partner seçmesi de şema kimyasının sonucu gelişebilmektedir (Rafaeli, Bernstein ve Young, 2013). Şema terapi, bu yaşananlara yaşam tuzakları adını vermektedir. Yaşanmakta olan ilişkide süreç içerisinde de şemalar tetiklenebilmektedir. Şemaların tetiklendiği bu yaşantılar çoğunlukla bireyin geçmiş ilişkilerinde de karşılarına çıkmış bulunmaktadır. Bireyin çocukluk yaşantılarında da benzer duygu ve deneyimlerin olduğu görülmektedir (Stevens ve Roediger, 2017). Şema kimyasının yoğun olduğu zamanlarda, partnerler hassas olabilmektedirler ve o anlarda kendi duygu ve düşüncelerinin etkisinden kurtulamadıkları için partnerlerine kötü veya duyarsız davranabilmektedirler (Rafaeli, Bernstein ve Young, 2013).
Şema terapi bireyin romantik ilişki problemleri hakkında yaşadıklarını anlamlandırmasını ve var olan örüntüyü kırmasını amaçlar. Bireyin şemaları ve karşılanmayan ihtiyaçları arasında bağlantı kurması sağlanır. Şema terapi oturumlarında bireyin ilişkilerinde şema kimyasından kaynaklı duyguları, üstlendiği rolleri, ikincil kazançları hakkında farkındalık kazanması hedeflenir (Stevens ve Roediger, 2017).
Şema iyileşmesi, şemayla ilişkili duyguların yoğunluğunda ve beden duyumlarının şiddetinde azalmalar ile uyumsuz bilişlerde düzelmeler; uyumsuz başa çıkma şekilleri yerine uyumlu başa çıkma yöntemleriyle davranış değişiklikleri şeklinde yaşanmaktadır. Danışan şemalarını tetikleyen durumlara daha sağlıklı bir biçimde yanıt vermekte ve şemalarını tetikleyen partnerler ve arkadaşlar seçmemeyi öğrenmekte ve kendisine bakış açısı daha olumlu bir hale gelmektedir. (Young, Klosko ve Weishaar, 2013).
Şemaları, üzerimize yapışmış ve bizi huzursuz eden yabani otlar gibi de tanımlayabiliriz. Daha doğal, kendiliğinden, doyumlu ve huzurlu bir yaşam için bu yabani otlardan arınmamız gerekli ve önemlidir (Karaosmanoğlu,2016).
Umarım “Şema Terapi ve Şema Kimyası Nedir?” adlı makalemi beğendiniz. Ayrıca dilerseniz bu yazımıda okuyabilirsiniz: Yaşam Pozisyonları Nelerdir? 4 Yaşam Pozisyonu Nedir?
Kaynakça
Bricker, D. C., Young, J. E. (2012). A client’s guide to schema therapy. Recovered from. http://davidbricker.com/clientsguideSchemaTherapy.pdf
Karaosmanoğlu, H. A. (2016). Eyvah kötü bir şey olacak. İstanbul: Psikonet Yayınları.
Rafaeli, E., Bernstein, D. P. ve Young, J. E. (2013). Şema terapi ayırıcı özellikler. (Çev: H. A. Karaosmanoğlu). İstanbul: Psikonet Yayınları.
Roediger, E. (2015). Şema terapi nedir. Şema terapinin temellerine, modellerine ve uygulamasına giriş. (Çev: S. Ataman). Ankara: Nobel Yayınları.
Stevens, B. A. & Roediger, E. (2016). Breaking negative relationship patterns. Massachusetts: Wiley-Blackwell.
Young, J. E., Klosko, J. S. ve Weishaar, M. E. (2013). Şema terapi (Çev: T. V. Soylu). İstanbul: Litera Yayıncılık.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.