Tayga Ormanları, çoğumuzun ismini dahi bilmediğimiz ama ülkemizin komşularından birisinin, Rusya’nın sınırları içerisinden başlayarak geniş bir alanı kapsıyor.
Ormanlık alanlardan bahsedilince akla hemen Amazon veya Amazonların bir diğer ismi olan Yağmur ormanları geliyor. Çevremizde gördüğümüz ormanlık alanların da büyük bölümünün nemli ve ılıman iklime sahip yerler olması bu fikri destekliyor. Ancak, karasal iklime sahip, üstelik insanların yaşamayı istemeyeceği kadar soğuk bir bölgenin dünyanın en büyük ormanını da barındırması size de garip gelmiyor mu?
Dünyanın en büyük orman alanını oluşturan Tayga Ormanları, kuzey yarımküredeki tüm ormanlarının %11’ini teşkil ediyor. Bölge dünyanın akciğerleri olarak biliniyor. Öyle ki bazı uzmanlar, dünyadaki tüm ormanlar yok olsa da Tayga Ormanlarının tüm gezegenin oksijen ihtiyacını karşılayabileceğini ifade ediyor.
İlginizi çekebilir: Mavi Balina – Dünyanın En Büyük Hayvanı

Tayga İsmi Nereden Geliyor?
Tayga aslında Altay dilinin bir lehçesi olan Şor lehçesindeki tayya kökenli kelimeden geliyor. Orman anlamına gelen kelimenin isim olarak kullanılmasıyla aslında Ruslar; Tayga ormanları adını vererek “orman ormanları” gibi garip bir tamlamayı da yapıyor.
Bu ormanların bir diğer ismi Boreal Ormanları olsa da Tayga ismiyle çok daha fazla tanınıyor. Boreal ismi kuzey anlamına geliyor ve daha çok Amerika’da, Tayga ormanlarının Kuzey Amerika’ya uzanan kısmı için kullanılıyor.
Tayga Ormanları Nereden Başlıyor?
Tayga ormanlarının başlangıcı, Sibirya’da tundranın bittiği yerlerden başlıyor.
Bu ormanlar;
- Rusya,
- Kuzey Kazakistan,
- Kuzey Moğolistan,
- Kanada,
- ABD,
- Alaska,
- İsveç,
- Finlandiya,
- Norveç,
- Kuzey Japonya’ya kadar çeşitli ülkelerinin topraklarında bir şerit halinde uzanıyor.
Coğrafi olarak 60 derece kuzey enleminde yer alıyor. 60 derece paraleli üzerinde bir oksijen bileziği olarak değerlendirmek, belki de bu ormanları en iyi tarif edecek tanımlama olarak görülüyor.
Tayga Ormanları Bölgesindeki İklim
Aslında Tayga Ormanlarının coğrafi olarak bulunduğu bölge dikkate alındığında iklimin de ne denli sert olduğu anlaşılabiliyor.
Tayga ormanları, karasal bir iklimde hayat buluyor. Sıcaklık, kışları 50 derecelere düşüyor. Ormanların bu hale gelişinde hava sıcaklığının çok düşük olması sebebiyle insanoğlunun bölgede yerleşmeye gönüllü olmaması mutlaka etkili oluyor. Çünkü verimsiz toprak ve karasal iklimin canlı nüfusunun üzerindeki tüm olumsuz etkilerine rağmen dünyadaki ormanlar bir bir yok olurken Tayga hayatta kalmayı başarıyor.
Yaz aylarında ise sıcaklık 10 derece civarında seyrediyor. Bölgede yağışlar daha çok kış aylarında kar şeklinde görülüyor. Yıllık yağış miktarı 500 mm civarındadır. Karasal iklimlerin genel özelliği olan bu durumdan kaynaklı ağaçların su ihtiyacı, buzların mevsim geçişlerinde erimesiyle oluşan sulardan gideriliyor.

Bölgenin Bitki Örtüsü ve Bölgede yaşayan Diğer Canlılar
Bölgede, iğne yapraklı ağaçlar bitki örtüsünün çoğunluğunu oluşturuyor.
Bu ağaçlardan;
- Çam,
- Köknar,
- Ladin,
- Karaçam bölgede en çok rastlanan iğne yapraklı ağaçlar arasında yer alıyor.
İğne yapraklı bu ağaç türlerinin reçine oranları da yüksektir.
Soğuk karasal iklime rağmen bölgede az sayıda da olsa huş, söğüt ve kavak ağacı da iklime uyum sağlayarak hayatta kalmayı başarıyor.
Bölgedeki ağaçların gelişimi, ister istemez soğuktan etkileniyor. Verimsiz toprak yapısı ve soğuk, ağaç popülasyonunun hızlı artışına engel olduğu gibi mevcut ağaçların gelişim hızını da olumsuz yönde etkiliyor.
Verimsiz toprak yapısını canlandıran en önemli etkeni ise yine ağaçlar oluşturuyor. Ağaçlardan dökülen yapraklar toprağı zenginleştirirken bu orman sayesinde burada yaşam alanı bulan hayvanlar da toprak verimliliğine az da olsa olumlu katkı sağlıyor.
Sadece ormanlarından bahsedilse de bölge bataklıklardan oluşa verimsiz bir toprak yapısıyla dikkat çekiyor. Yosun da bölgede yoğun görülen canlı organizmalar arasında bulunuyor.
İlginizi çekebilir: Develer Hakkında Bilinmeyen En İlginç 7 Bilgi
Tayga Ormanları, ağaçların dışında da bazı canlılara ev sahipliği yapıyor. Memeli hayvanlar açısından azımsanmayacak bir rakam olan 85 farklı memeli türü bu sert iklimde yaşamayı tercih ediyor. Bölgede rastlanılan kuş türlerinin sayısı ise 300’ü geçiyor. Ayrıca 10.000 çeşitten fazla böcek yaşadığı tahmin ediliyor.

Tayga Ormanları da mı Yok Olacak
Dünyanın oksijen deposu Tayga Ormanları da insanoğlunun hırsları sebebiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Sert karasal iklimin olumsuz etkileri insanoğlunun yerleşimi için uygun şartları sağlamasa da orman, her zaman insanların ihtiyaç duydukları kerestenin kaynağını da oluşturuyor.
Kerestenin bu ormanlardan da istifadeyle temin edilmesi asıl tehlikeyi oluşturmuyor. Çünkü iklimi sebebiyle insanlar ekonomik değeri daha yüksek olmadıkça bu bölgede keresteciliği ticari faaliyet olarak çok da görmüyor. Asıl tehdidi yer altında bulunduğu düşünülen zenginlikler oluşturuyor.
Bugün dünyanın en önemli anlaşmazlık sebeplerinden bir tanesini yeraltı kaynakları özellikle de petrol oluşturuyor. Petrol için dünya devlerinin savaşmayı göze aldıkları düşünüldüğünde Tayga Ormanlarının altında da olduğu söylenen petrol için ormanların katledilmesi çok da uzak bir ihtimal gibi durmuyor.
Özellikle petrolün çıkarılmasının maliyeti düşük görülürse bu ormanlara da kıyılacağından şüphe duyulmuyor. Bu maliyeti de yükseltecek temel unsur elbette bölgenin iklim yapısı olarak görülüyor. Kışları -50 derecelerin görüldüğü bölgede, bu düşük sıcaklığın bir sonucu olarak toprak yüzeyinde derin don olayları görülüyor.
Buna yaz aylarının kısalığı ve bu süre zarfında sıcaklığın 10 derece civarında olması da eklenince petrol çıkarmanın ekonomik olmadığı görülüyor. Ancak dünya petrol rezervinin tükenmesi ve petrolün bu bölgede de yeraltından çıkarılması maliyetinin derinliğe bağlı olarak çok da yüksek olmadığı yönünde elde edilecek her veri ormanların yok olması anlamına geliyor.
Petrol dışındaki yer altı zenginlikleri ne derce cazip olur bilinmez. Ancak petrolden vazgeçilebilmesi için petrolün işlevini görecek yenilenebilir enerji kaynaklarındaki verimliliğin artması veya petrol benzeri enerji kaynaklarının keşfiyle mümkün olacağı düşünülüyor. Bundan da ötesi, insanoğlunun hırsları uğruna kendi geleceğiyle kumar oynamanın zararlarını anlaması gerekiyor.