Cumartesi, Aralık 7, 2024

Üç Beyaz ‘Tuz, Şeker, Un’ Zehir Mi?

Teknoloji ilerledikçe, insanların refah düzeyi arttıkça temel ihtiyaçların dışında ihtiyaçlar oluşmaktadır. Daha iyi ev, daha iyi araba, daha lezzetli haz uyandıran yemekler…

Sizce cipsi, çikolatayı, kolayı veya beyaz undan yapılan ekmeği neden seviyoruz?

Gereğinden fazla saflaştırılmış besin değerleri azaltılmış beyaz undan yapılan ekmek, gereğinden fazla tuzlu, yağlı olan cips, gereğinden fazla şekerli olan kola ve çikolata; kısaca gereğinden fazla olan lezzetler vücutta haz ve ödül duygusu uyandırmaktadır. Günün yorgunluğunu atarken veya kendimizi ödüllendirirken bu tür haz uyandıran lezzetleri aramaktayız.

Haz uyandıran lezzetlerin tüketimini arttırdığımızda zehir diye adlandırdığımız besinlerinde tüketimi artmaktadır.

Bu durumda üç beyaz zehir midir yoksa fazlası mı zehir etkisi gösterir?

Sizce her besinin fazla tüketimi zaten zararlı değil midir?

Ne demiş atalarımız ‘Her şeyin azı karar çoğu zarar’.

  1. Şeker

Günümüzde en çok suçlanan kötü kategorisine konan hatta İngiliz bilim adamı Judkin tarafından zehir diye adlandırılan şeker; gerçekten zehir mi?

Bir besini zehir ya da şifalı besin diye iki uç noktada tutmak, kategorilerine ayırmak doğru bir tutum değil. O besini yararlı veya zararlı yapan vücuda girdiği miktardır.  Gereğinden fazla alınan her besin vücuda zaten zarar vermektedir.

Şeker, şeker pancarının işlenmesiyle saf bir şekilde elde edilir ve saf enerji kaynağıdır. Ancak ne yazık ki şeker tek başına alındığında protein, vitamin mineral içermediği için enerji olarak kullanılamaz yani şekerden enerji oluşamaz.  Bu tür besinleri iste ‘boş kalori kaynağı’ olarak adlandırırız.

Şekerin ‘zehir’ etkisi yapmaması için dengeli ve yerinde kullanmalıyız. Tatlı tat arzumuzu doyurmak için enerji alımının arttırmamak şartı ile şekerli besin alımı sağlanabilir bunun yanında fazla tüketimi birçok zarara ve hasara sebep olabilir.

Özellikle küçük çocuklarda çok fazla şekerli mama tüketimi söz konusu olduğunda, çocuğun büyüme, gelişmesini etkileyerek durmasına hatta hastalanmasına sebep olabilir. Bu hastalığa kuvaşiorkor ’şeker bebeği ‘ olarak adlandırılmaktadır.

  1. Tuz

Besinlerin bileşiminde bulunduğu gibi, kayalardan, göllerden, denizlerden saf olarak elde el de edilin tuz, vücudumuzda kas ve sinirlerin çalışmasında, su tutulmasında en önemli faktördür. İnsanların günlük tuz gereksinmesi en fazla 5-6 gr olmalıdır. Bunun yanında kişi aşırı sıcaklarda ise, fazla hareketliyse aşırı terliyorsa veyahut ishalse tuz gereksinimi artmaktadır. Bu nedenle rahat yaşayan su kaybı yaşamayan kişinin ise gereksinimini azalmaktadır.

Tuz, doğal besinlerde yani süt, yeşil yapraklı sebzeler, et gibi besinlerde az bulunurken işlenmiş besinlerde yani salamura(zeytin, peynir, turşu), bisküvi, kek, konserve, hazır çorba gibi besinlerde daha çok bulunmaktadır.

Kişi, idrara fazla çıkıyorsa, fazla terliyorsa, ishalse bu tür besinleri rahatlıkla yiyebilir, özetle tuz tüketmek zorundadır.

Kişi rahat yaşıyorsa vücudunda herhangi su kaybı yaşamıyorsa veyahut hipertansiyon gibi bir problemi var ise fazla tuz tüketiminden kaçınılmalı yemeklere tuz eklenmemelidir. Vücuda alının gereğinden fazla tuz kan basıncını arttırmakta ve mide kanseri riskini arttırmaktadır.

  1. Un

Un, buğday ve diğer tahıl tanelerinin saflaştırılmasıyla elde edilir. Modern teknolojide, besinin daha çok haz uyandırması, daha güzel görünebilmesi için bu tahıl taneleri bembeyaz oluncaya kadar ayrıştırılır. Yani bu aşamada tahıllar dış kabuğu ve ruşeyminden ayrılarak, vitamin ve minerallerinden de ayrıştırılmış olur, besleyicilik değeri düşer.

Bunun yanında saflaştırılmış undan yapılan ürünlerin sürekli tüketimi zamanla bağırsak hareketlerini de olumsuz etkileyerek rahatsızlıklara sebep olmaktadır.

Unun vücutta o ‘zararlı’ etkisini görmek istemiyorsak saflaştırılmamış ve mayalandırılmış halinde tüketmeliyiz. Böylelikle undaki tahıllarla bağırsak hareketleri artmaktadır, içine eklenen maya ile de vitamin emilimi sağlanmaktadır.

6000+ Abone Arasına Katılın!

Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!

Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.

Bir hata meydana geldi.

Diyetisyen Sabahat Rümeysa Bilici
Diyetisyen Sabahat Rümeysa Bilici
Tam kapsamlı biyografim için buraya tıklayabilirsiniz.

Alakalı İçerikler

CEVAP VER
Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son İçerikler