Vertigo Hastalığı Nedir? Vertigo; Latince bir kelime olup “dönmek” anlamına gelmektedir. Kendi vücudumuzun ya da çevrenin hareket ediyormuş hissidir. Baş dönmesi ile aynı anlamda kullanılan bu kelime bir hastalık değil, bir semptom yani belirtidir. Denge; kaslar, kemikler ve eklemlerimizden gelen duyular ile iç kulaklarımız ve gözlerimizden gelen bilgilerin beyincik ve beyin tarafından değerlendirilmesi sonucu oluşan bir duyumuzdur. Bu sistemlerden herhangi birinde oluşan hastalık Vertigo belirtisine neden olabilir. Etraf döner tarzda baş dönmesi hissi en önemli olanıdır. Hastalar dairesel biçimde bir dönme hareketi hissetmektedirler. Vertigo’nun ağır formlarında baş dönmesinin yanı sıra mide bulantısı, kusma, yardımsız yürüyememe ve düşme sorunları görülebilir.
Kaynaklandığı bölgeye göre Periferik ve Merkezi Vertigo olarak ikiye ayrılır. Periferik Vertigo’nun en sık nedeni, Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) iç kulaktaki denge yollarında meydana gelen bozukluktur. Denge organımız içinde 5 ayrı bölüm vardır.
-Üst yarım daire kanalı
-Arka yarım daire kanalı
-Yan yarım daire kanalı
-Yatay hareket sensörü
-Dikey hareket sensörü
Yarım daire kanalları (YDK) başımızın her bir boyuttaki dönme hareketlerini algılamak içindir. Kalan iki bölüm üzerlerine yapışık kristaller sayesinde yatay ve dikey düzlemlerdeki hareketleri algılar. Normalde YDK yapılarının içinde kristaller bulunmaz. Yapışık haldeki kristaller yerlerinden koparak iç kulak sıvıları içine kaçtığında Vertigo belirtisi ortaya çıkar.
Santral Vertigo ise beyinde bulunan denge merkezlerindeki sorundan kaynaklanır. Konuşma bozuklukları, çift görme, yutma bozukluğu gibi bulgular eşlik edebilir. Şiddetli denge bozukluğu sık görülür. Santral Vertigo’nun en sık görülen nedeni beyin damar hastalıkları ve Multipl Sklerozdur.
Vertigo Belirtileri Nelerdir?
Vertigo belirtileri, özellikle kulak burun boğaz (KBB) ve nöroloji alanlarında ortak değerlendirmeye tabi tutulur. En yaygın şikâyet, kişinin kendisi ya da çevresinin döndüğünü hissetmesidir. Bununla birlikte aşağıdaki semptomlar da sıklıkla rapor edilir:
- Kulakta basınç veya tıkanıklık hissi: Özellikle iç kulak kaynaklı vertigo türlerinde görülür.
- İşitme kaybı veya çınlama (tinnitus): Periferik vertigoya eşlik edebilir.
- Göz kararması veya bulanık görme: Baş dönmesine ek olarak ortaya çıkabilir.
- Dengesizlik ve yalpalama: Sadece dönme hissi değil aynı zamanda dengesiz yürüme, ayakta durmakta güçlük çekme de yaygındır.
- Bulantı ve kusma: Şiddetli vertigo ataklarında sık görülen eşlikçi semptomlardır.
- Halsizlik ve yorgunluk: Uzun süren baş dönmesi atakları kişinin enerjisini tüketebilir.
Bu belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte, özellikle günlük hayatı olumsuz etkileyen baş dönmeleri mutlaka ciddiye alınmalı ve uzman değerlendirmesi istenmelidir.
Vertigo Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?
Denge sistemimiz, birkaç farklı sistem tarafından denetlendiğinden ayrıntılı bir muayene ve tetkik gerektirir. Hasta, öncelikle KBB ve Nöroloji uzmanları tarafından muayene edilmelidir. Gerekli durumlarda gerekirse Göz, Dahiliye, Kardiyoloji ve Fizik tedavi uzmanları tarafından değerlendirilmelidir.
Tanıyı koymada en önemlisi baş dönmesinin ayrıntılı tarifidir. Etrafdöner tarzda mı?, fenalaşma hissi mi?,hareket etmekle ilişkili mi?, ne kadar süreli?, eşlik eden belirtiler nedir?. Bu sorulara alınan cevaplar ve muayene bulguları tanıda önemli rol oynamaktadır. İhtiyaca göre yapılacak radyolojik, odyolojik ve metabolik testler yardımıyla doğru tanı konulur.
Bu Hastalığın Tanısı Nasıl Tedavi Edilir?
Vertigo tanısı ve merkezi? periferik? ayırımı yapıldıktan sonra sebebe yönelik tedavi başlanır. Vertigonun en sık nedeni olan Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) tedavisinde özel manevralar (Apley, Semont, Barbeque, Gufoni ) veya özel egzersizler (Brandt-Daroff) yaptırılarak kanallardaki kristallerin yerine oturması sağlanır.
Bunun dışındaki sorunlarda; nedenlerine göre tedavi ilaçtan, cerrahi müdaheleye kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.
Vertigo ve Kristal Kayması Arasındaki İlişki
Vertigo ataklarının en yaygın nedenlerinden biri de iç kulak içinde kristal olarak adlandırılan otolit parçacıklarının yer değiştirmesi ya da kaymasıdır. Tıpta “kristal kayması” ya da “BPPV” olarak bilinen bu durum, özellikle başın pozisyon değiştirmesiyle tetiklenir. Örneğin, yataktan kalkarken, yatakta dönerken veya başı öne-arkaya doğru hızlı hareket ettirirken aniden baş dönmesi başlayabilir. Bu kristallerin doğru konuma geri dönmesi için uzmanlar tarafından uygulanan manevralar oldukça etkilidir ve çoğu zaman ameliyat gibi girişimsel bir tedaviye gerek kalmadan hastalar rahatlama hisseder.
Vertigo Tehlikeli Bir Hastalık Türü Müdür?
Vertigo, uzun ve kısa olmak üzere ortaya çıkabilen kulak iltihabıdır. Vertigo hastalığının tehlike olarak nasıl bir risk sunduğu da hastalar açısından araştırılan konulardan biridir. Her ne kadar ciddi bir tehlike arz eden yanı olmasa da kişinin yaşam kalitesini aşağı çeken olumsuz alanlara sahiptir.
Bu hastalığa yakalananlar beyin kanaması geçiriyor gibi bir hissiyat içerisine girebilir. Fakat çok büyük tehlike saçmasa da hayat kalitesinin düşmesinden dolayı mutlaka kişinin bir an evvel tedavi altına alınması gerekir.
Vertigo ve Psikolojik Etkileri
Vertigo sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da yıpratıcı bir tablo oluşturabilir. Uzun süreli ataklar, kişinin sosyal yaşamını sınırlar ve günlük aktivitelere katılımı düşürür. Bu durum da strese, endişeye ve hatta depresyona yatkınlığı artırabilir. Baş dönmesinin belirsizliği, “Atak ne zaman gelecek?” endişesiyle hastaları sürekli bir tetikte olma haliyle karşı karşıya bırakabilir. Bu psikolojik gerilimi hafifletmek için profesyonel psikolojik destek, stres yönetimi ve yaşam tarzı düzenlemeleri önemli bir yer tutar.
Sık Karıştırılan Diğer Kulak Hastalıkları
Vertigo çoğu zaman kulakla ilgili başka hastalıklarla karıştırılabilir. Özellikle Meniere Hastalığı, iç kulak tansiyonu ve işitme kaybının ön plana çıktığı bir rahatsızlıktır; vertigo atakları da görülür ancak atak süresi BPPV’ye göre daha uzun olabilir. Öte yandan, akut otitis media (orta kulak iltihabı) veya labirentit gibi durumlar da benzer belirtiler yaratabilir. Bu nedenle doğru tanı konulması için kapsamlı muayene, işitme testleri, denge testleri ve gerekli görülürse MR, BT gibi radyolojik incelemeler yapılması hayati önem taşır.
İlaç Tedavisi ve Diğer Tıbbi Yaklaşımlar
Periferik vertigo hastalarında, bulantı ve kusma şikâyetlerini hafifletmek için antiemetik ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca, iç kulaktaki ödemi azaltmak veya iltihabı bastırmak amacıyla bazı kortikosteroid ilaçlar reçete edilebilir. Merkezi vertigo olgularında ise, altta yatan beyin damar hastalığı veya nörolojik bozukluk söz konusu ise, buna yönelik özel tedaviler ön planda olur. Örneğin, Multipl Skleroz kaynaklı ataklarda, nörolojik tedavi protokolleri devreye girer. Dolayısıyla her vertigo hastasının ihtiyacı farklı olabilir ve tedavi kişiye özelleştirilmelidir.
Yaşam Tarzı ve Beslenme Önerileri
Vertigo ataklarını kontrol altına almada ve yaşam kalitesini yükseltmede beslenme önemli bir rol oynar. Özellikle tuz tüketiminin azaltılması, vücuttaki sıvı dengesinin korunması ve aşırı kafein ile alkolden uzak durulması tavsiye edilir. Tuz, vücutta su tutulmasına sebep olarak iç kulak sıvısı basıncını etkileyebilir ve atakların şiddetini artırabilir. Ayrıca şu noktalara dikkat etmek önemlidir:
- Yeterli Su Tüketimi: Günde ortalama 2-2,5 litre su içmek, vücudun ve iç kulağın sıvı dengesini düzenlemeye yardımcı olur.
- Düzenli Uyku: Uykusuzluk ve düzensiz uyku alışkanlıkları denge sorunlarını tetikleyebilir.
- Egzersiz: Düşük tempolu yürüyüşler, hafif denge egzersizleri ve yoga gibi faaliyetler iç kulak ve beyin koordinasyonunu olumlu etkileyebilir.
- Stresten Uzak Durma: Yüksek stres düzeyleri vertigo ataklarını sıklaştırabileceğinden, rahatlama teknikleri ve meditasyon faydalı olabilir.
Egzersiz ve Rehabilitasyon
Vertigo hastalığında fizik tedavi ve rehabilitasyonun önemi büyüktür. Vestibüler rehabilitasyon adı verilen özel egzersiz programları ile iç kulak, göz ve merkezi sinir sisteminin birbiriyle daha iyi çalışması amaçlanır. Bu egzersizler arasında baş ve göz hareketleri, denge alıştırmaları ve yürüyüş egzersizleri yer alır. Uzman bir fizyoterapist ya da işitme-denge terapisti tarafından hazırlanan programlar, hastaların yeniden günlük yaşama adapte olmasını ve atakların şiddetinin azalmasını sağlayabilir.
Evde Uygulanabilecek Destekleyici Yöntemler
- Baş Hareketleri Kontrolü: Ani baş hareketlerinden kaçınarak yavaş ve kontrollü şekilde yön değiştirmek.
- Oturma ve Kalkma Teknikleri: Yataktan kalkarken önce bir süre oturup baş dönmesi olup olmadığını gözlemlemek.
- Bol Yastıkla Uyumak: Başın yüksekte tutulması kimi hastalarda gece yaşanan vertigo ataklarını azaltabilir.
- Göz Hareketleri Egzersizleri: Sabit bir noktaya odaklanma ve gözleri dairesel şekilde hareket ettirme egzersizleri basit ama etkilidir.
- Ortam Düzeni: Aydınlatması yeterli, eşik gibi takılmaya neden olacak engellerden arındırılmış, güvenli bir ev ortamı baş dönmesi anında düşme riskini azaltır.
Vertigo ile İlgili Yanlış Bilinenler
- Yalnızca yaşlılarda görülür: Vertigo her yaş grubunda ortaya çıkabilir, hatta stresli ve yoğun tempolu gençlerde de sıklıkla görülebilir.
- Sadece baş dönmesidir, önemsizdir: Bazı durumlarda vertigo ciddi nörolojik hastalıkların belirtisi olabilir. Kesinlikle ihmal edilmemelidir.
- Tedavisi yoktur: Çoğu vertigo vakası, doğru tanı ve uygun rehabilitasyon programı ile kontrol altına alınabilir.
- Sadece iç kulak sorunudur: Merkezi vertigo, beyinle ilgili problemlerden de kaynaklanabilir.
Doktora Ne Zaman Başvurulmalı?
- Şiddetli baş dönmesi haftalarca ya da aylarca devam ediyorsa.
- Ataklarla birlikte işitme kaybı, kulak çınlaması veya kulakta basınç hissi yoğunsa.
- Konuşma bozuklukları, çift görme ya da yutma güçlüğü gibi nörolojik belirtiler eşlik ediyorsa.
- Denge kaybı ciddi boyutta olup günlük işleri yapamayacak hâle getiriyorsa.
Bu belirtilerden herhangi biri varsa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurarak KBB ve nöroloji uzmanlarından görüş alınmalıdır. Erken tanı ve tedavi, vertigo ataklarının şiddetini hafifletir ve hastanın yaşam kalitesini artırır.
Vertigo hastalığını tamamen ortadan kaldırmak her zaman mümkün olmasa da uygun manevi ve tıbbi destek, kişiselleştirilmiş tedavi programları, beslenme ve yaşam tarzı düzenlemeleri, egzersiz ve rehabilitasyon uygulamaları ile atakların şiddeti ve sıklığı büyük oranda azaltılabilir. Dolayısıyla vertigo semptomu olan kişilerin bu durumu ihmal etmeden uzmanlara başvurmaları ve düzenli kontrollerini yaptırmaları kritik önem taşır.
Umarım Vertigo Hastalığı Nedir? adlı makalemi beğendiniz. Sormak istediğiniz herhangi bir şey varsa aşağıda yorumlara yazabilirsiniz. Ayrıca dilerseniz diğer yazılarıma buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.